Hikayemi anlatmaya devam etmek istiyorum ama kolay olmuyor, zorlanıyorum. Madem öyle, ben de bundan bahsederim diyor, şu anki halimi anlatarak yaşadığım bloktan kurtulmayı hedefliyorum. Serinin adı ‘Kendime Yolculuk’ nihayetinde. Anlatacak 31 (hatta neredeyse 32) yılım var ve acelem yok. Her şeyi anlatıp, ortaya döktükten sonra anlamlı bir bütün oluşturacaktır zaten. Yani, umarım.
Bu seriyi yazmaya karar vermeme etki eden bir şarkı var, Mine Özgüle’nin Başıma Gelenler’i. Son yıllarda içinde olduğum hali özetlemiş. O da benzer yollardan geçmiş belli ki. Kim bilir kaç kişiyiz benzer duygularla boğuşan. Mine bu süreci şarkı yapmış, ben biraz da ondan aldığım kuvvetle yazarak, uzun uzun anlatmak istiyorum. Yaşantılardan bir daire çizmek, yazıyı bitirdiğim ana kadar tüm yaşantıları anlatarak tamamlamak, kendimden çıkartmak, rafa kaldırmak, artık yepyeni bir noktadan devam etmek istiyorum.
Gelin görün ki insanın kendi içindeki uçurumun kenarına gelip, ne var ne yok görmeye çalışması, yaşananlarla yüzleşmesi, kelimelere dökmesi hiç kolay değil. Açar bilgisayarı, içimden ne geliyorsa izin veririm, kelimeler akar gider, anlatırım sanıyordum. Öyle olmuyor. Zaman içinde zor da olsa alıştım Pandora’nın Kutusu ile yaşamaya çünkü. Çok dikkatli bakmadığım müddetçe öldürecekmiş gibi nefesimi kesmiyor artık ama yaşamama engel olacak şekilde felç ediyor, elimi kolumu bağlıyor. Anlatmayı hedeflediğim hemen her şey toplumun kendime saklamamı beklediği şeyler. ‘Özelim.’ Verebileceğim detayların sınırı neresi? sorusu kafamı kurcalıyor. Halbuki olduğu gibi döküp, her şeyden kurtulmak istiyorum. İçimdeki fırtınayla yaşadığım müddetçe dışıma yansıyan kendini saklamaya, topluma adapte olmaya çalışan, kendiyle senkronize olamayan, kafası karışık biri oluyor.
Leonard Cohen bir şarkısında şöyle diyor:
‘There is a crack, a crack in everything, that’s how the light gets in‘ yani ‘Her şeyde bir çatlak vardır, ışık içeri böyle girer’
O çatlağın açılmasına sebep olanlar, bizi biz yapan yaşantılar sanıyorum. Ölene kadar bizle kalacak olan, deneyimlerin ardında bıraktığı da o çatlak ama bazen hayatın getirdiği karmaşa o çatlağın içine doluyor, tıkanıyor, ışık içeri giremiyor. Halledeceğim ama, eskisinden de çok ışık alacak içim.
Burada sözü Mine Özgüle’ye bırakıyorum. Bir sonraki yazıda hikayemin üzerine bir tuğla daha ekleyerek devam edeceğim.
BAŞIMA GELENLERİN
Başıma gelenlerin yanına gidebilsem keşke
Onlara üzülmeden bakabilsem geriye
Başıma gelenlerin -bilmiyorum doğrusu ne-
Gidebilsem keşke -gitmek-
Başıma gelenlerin -kaçmak, iyi gelmiyor bu-
Nasıl oldu da hissettiklerim önemsizleşti
Hiç koşmayınca heveslerime nasıl gitti
Korkularım neden hep bana yakındalar
Dokunamıyorum ama bak işte oradalar
Devam etmek isterken başa dönüyorum
Tek rahat ettiğim yer korkularım sadece
O kadar kelimelerin kalmadığı bir yerdeyim ki
Yani
Çünkü o kadar şu an durduğum yerde bulundum ki
Sağdan gideyim soldan gideyim
Geriye döneyim ileriye gideyim
Yeni bir şey gelsin başıma
Milyonlarca yeni şey gelsin başıma
Kendimi yine burada buluyor olmak
Pişmanlık gibi değil, kızgınlık gibi değil
Gülümsemeyi öğrenebilsem sadece
Hani artık öyle çok mutsuz bir his bile değil
Zorunda olduğum için ilerliyorum gibi hissediyorum
Başıma gelenlerin yanına gidebilsem keşke
Bi daha gidip bi daha denesem de
Başıma gelenlerin yerine gidebilsem keşke
Bi daha gidip bi daha denesem de
-Aaa ama büyüdük anne ya-
Hayatım boyunca yaptığım her şeyi
Yorgunum -ne yaşarsam yaşiyim galiba demek ki döndüğüm yer-
Yorgunum.
…devam edecek.
Serinin diğer yazılarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.atlasyourself.com/category/yazkosesi/
Nilcigim, yazılarını okuyorum ve inan ki okudukça üzüntüden başka bir şey hissetmiyorum. Lütfen bu durumdan kendi kendine çıkmaya çalış. Herşeyi bu kadar ciddiye alma. Ben güçlüyüm de . Kendini aşağıya çekme. Istemedigin ortamda bulunma. Istemedigin şeyleri yapma. Yazarak rahatlayabilirsin tamam anlıyorum ama bazen sürekli benzer şeyleri düşünmek te insana iyi gelmez. Bir sonraki yazını daha umutlu ve derinlerinden biraz daha yukarı çıkmış olarak yazmanı diliyorum. Psikolog falan değilim. 27 yaşında kizi yurtdışında yaşayan bir anneyim. Zorlandıkça örselendikçe uzaktan kızına destek olmaya çalışan birisiyim. Lütfen kendini kıymetli say ve önce ben diyerek hayata devam et .
Slmlar
Ben kendimi böyle derinleşerek, içimden geçenleri yazıya dökerek iyi hissediyorum. Okumak size iyi gelmiyor belli ki -samimiyetle söylüyorum- görmezden gelebilirsiniz belki. Hayat yolculuğumda benim şu an içimden geldiği gibi akmaya ihtiyacım var. Sevgiler.